Sitemize hoşgeldiniz!

Sitemizin tüm kapsamından yararlanmak için üye olmanız gerekmektedir.Misafirlerimiz ziyaretçi defterimize yorum yazabilirler.
Sitemize hoşgeldiniz!

Sitemizin tüm kapsamından yararlanmak için üye olmanız gerekmektedir.Misafirlerimiz ziyaretçi defterimize yorum yazabilirler.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kuzey Güney Fan Hoş geldin, Misafir.
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kararlarımı pat diye veririm

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BSKT.Elif
Admin

Admin
BSKT.Elif


Kadın
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 1009
<b>Yaş</b> Yaş : 25
Nerden : bihbeh.aşkımemnu ve kuzey♥
Tecrübe Puanı: : 2378

Kararlarımı pat diye veririm Empty
MesajKonu: Kararlarımı pat diye veririm   Kararlarımı pat diye veririm EmptyPerş. Ara. 01, 2011 7:49 pm

Buğra Gülsoy, hayatındaki önemli kararları hızlıca alabilenlerden. Mesleği mimarlıktan vazgeçip oyunculuğa başlaması da Burcu Kara ile evliliği de bu hızlı kararların neticesi. Hepsinden de memnun. 'Verdiğim kararlardan sonra dönüp arkama bakmam' diyor.

Kararlarımı pat diye veririm Medya

Cumhuriyet-Pazar - Kuzey Güney dizisinin Güney'i Buğra Gülsoy, son günlerde adından oldukça söz ettiriyor. Daha önce pek çok projede yer almış olmasına rağmen “Fatmagül’ün Suçu Ne?”de Vural karakteriyle tanınmaya başladı. Diziler, popüler olmasını sağlasa da onun aklı tiyatro ve sinemada. Hatta öyle ki, “Hikâyeye ve karaktere inandığım dizilerde yer alıyorum. Ama yine de dizi yapmamın tek nedeni geliri” diyor. O yüzden zaten tiyatrocu üç arkadaşıyla birlikte The Gets’i kurarak istedikleri hikâyeleri anlatmanın peşinden gidiyorlar. Yakın zamanda beş seri katilin hikâyesinin anlatıldığı Pragma oyunuyla sahnelerde olacak. Biz de Buğra Gülsoy’la röportaj yapmak üzere buluşuyoruz. Ancak sohbetimiz biraz daha gerilerden başlıyor, çocukluğundan. İşte anlattıkları.

- Bazen çok tanıdığımız yüzlerin bilmediğimiz hikâyeleri vardır. Sizi biraz tanısak?

- Ankara doğumluyum. Sokakta büyüyen kuşağın son evresine yetiştik biz. Sokakta arkadaşlarımızla birtakım oyunlar yaratır, oynardık. Epey de yaramaz bir çocuktum. Şimdi öyle bir teknoloji çağındayız ki çocukların artık başka çocuklarla iletişim kurma şansları yok. Evlerinden dışarı dahi çıkmıyorlar.

- O yıllarda oyunculuğa dair neler hatırlıyorsunuz?

- Babamın bizi sinemaya götürdüğü ilk günü unutamam. Yedi yaşındaydım. O gün beyazperdenin büyüsüne kapılmıştım. O yıllarda şekillenmeye başlamıştı belki de. Ama hatırlarım, küçükken ansiklopedilerden saat resimlerini keser, kartona yapıştırır, saat yapardım kendime.

- O zaman mimarlığa yatkın bir çocukluktu sizinki. Sonuçta da mimarlık okudunuz.

- Aynen öyle. Ama tiyatro da hep hayatımda vardı. Ortaokulda ilk kez bir tiyatro sahnesinde izleyicinin karşısına çıkmıştım. Sonra da oyunların içinde hep bulundum. Bu anlamda özgüvenim o yıllarda oluşmaya başladı.

- Peki mimarlık değil de oyunculuğa nasıl karar kıldınız?

- Kıbrıs’ta okurken, tiyatro da yapıyordum. Ancak hedefim Ankara’ya dönüp mimar olmaktı. Tam döneceğim sırada, hocam “Gitme, tiyatro yapalım” dedi. Kaldım. Beş yıl sözleşmeli olarak devlet tiyatrolarında çalıştım.

- Bu, hayatınızın en büyük kararı mıydı?

- Evet, hayatımın en büyük kavşağıydı bu. İçgüdülerimle hareket etmeyi seviyorum. O an ne hissediyorsam, içgüdülerim neye doğru yönlendiriyorsa oraya gidiyorum.

- Birçok projede yer aldınız. Ancak Fatmagül’ün Suçu Ne ile en büyük tanınırlığı yakaladınız. Bu da hayatınızdaki bir sonraki kavşak olsa gerek.

- Unutulmaz dizisindeyken, 39. bölümden sonra ayrılmak istediğimi söyledim. Çünkü hikâyede karaktere inancımı yitirmiştim. Tiyatro yapmak istiyordum. Ancak üç gün sonra Fatmagül’ün Suçu Ne’den teklif geldi.

- Çok izlenen bir diziyi bırakıp, tiyatro yapacağım diyorsunuz, sonra başka bir diziye geçiyorsunuz, ondan da zamanıdır diyerek ayrılıyorsunuz. Kararlarınızı verirken, korkularınız oluyor mu?

- Bir oyuncu en temelde heyecan arar. Fatmagül’de de Vural görevini bitirmişti, yapacağı başka bir şey yoktu. O yüzden devam etmek uygun olmazdı. Sonra da Kuzey Güney’e başladık zaten.

- Kuzey Güney’de dizinin iki yakışıklı adamı olarak Kıvanç Tatlıtuğ’la oldukça konuşuldunuz. Size göre, bu dizi bir ne hikâyesi?

- Aslında yanlış anlamlandırılıyor. Kuzey Güney’de iki erkeğin bir kadına olan aşkı anlatılmıyor. Ortada ciddi bir aile dramı var. Hâlâ bizim ülkemizde bu tür aile yapıları var. Kuzeyler de var Güneyler de. Anne babaları gibiler de. Zaten insanlar izlerken o aynayı gördükleri zaman empati kurmaya başlıyor. İzlenmesinin sebebi bana göre bu.

- Güney karakterinde, siz kendinizden bir şey buluyor musunuz?

- Güney, hayatla derdi olan bir karakter, hırsları var. Dolayısıyla o hırslarına gitmek için herkesi ezebilir. Tabii ki herkesin hayatla bir derdi var, derdin yoksa öl zaten. Ama hırslara da yenilmemek gerek. Benimse, hayatımda olmasını istediğim şeyler var. Dolayısıyla hırsım kendi çevremde oluşuyor.

Beş seri katil bir hücrede

- The Gets’i kurdunuz. Tiyatro oyunu hazırlıyorsunuz bugünlerde. Peki nasıl hikâyeleri sahnelemek istiyorsunuz?

- Biz daha çok insan psikolojisini incelemek istiyoruz. Suç, insan psikolojisi, psikiyatri... İlk oyunumuz Pragma olacak. Seri katilleri sahneleyeceğiz. Çünkü seri katiller suçlu olduklarını kabul etmiyor. İnandıkları şeyler var. Biz de insanların inandıkları şeyler uğruna yapabileceklerinin en uç noktalarını gösteriyoruz.

- Neden beş seri katili bir odaya kapatıyorsunuz oyunda?

- Bunların hepsi ayrı dönemlerde yaşamış. Hepsinin inandığı olgular farklı. Biz onları aynı hücreye koyuyoruz. Amaç bir seri katili başka bir seri katille yüzleştirerek onların birbirlerine psikoterapi yapmalarını sağlamak. Konu, izleyicinin hak verip vermemesi değil. Biz bir durumu göstermek istiyoruz. İzleyici ile oyuncuyu da bir camla ayıracağız. Çünkü suçla aramızda şeffaf bir duvar var.

Asla arkama bakmadım

- Dizi oldukça vakit alıyor. Kendinize zaman kalmadığını düşünüyor musunuz?

- Oluyor tabii. Dizilerle çok popüler hale geliyorsunuz. Ben bunun çelişkisini yaşamıyor değilim. Oynadığım dizilerde, karaktere inanıyorsam, hikâyeyi beğeniyorsam projede yer alıyorum. Yine de, diziyi para için yapıyorum. Keşke sadece sinema ve tiyatrodan para kazanabilsek.

- Popülerlik sizden bir şey çalıyor mu?

- Yalnızlığımı çalıyor. Ayrıca ne kadar televizyonda görünüyorsan, insanlar da seni o kadar bir şey sanıyor. Bundan uzak durulmalı. Bir oyuncu için bu popülerlik konusu bir numaraysa, zaten çoktan kaybetmiştir bence.

- Siz çok mücadele ettiniz mi bununla?

- Evet, elbette. Ancak böyle bir noktaya gelmemek için de kafamdaki hedeflerimi şekillendirdim, yolumu çizdim. Dolayısıyla da o boşluğa çok düşmedim. İş konusunda gözüm kara. Hayatımdaki kararların hepsi, pat diye verilmiştir. Tereddüte düşmeden verdiğim kararın peşinden giderim. Asla da dönüp arkama bakmadım.

Evliliğim korunaklı bir alan

- Evliliğiniz de hızlı bir karardı.

- Gördüm, kararımı verdim, evlendim. Üç ayda gelişti.

- Ne yakaladınız?

- Aslında evliliğim hakkında konuşmak istemiyorum. Çok soruldu, konuşuldu ve ben kötü enerji hissetmeye başladım. Bu anlamda korunaklı bir hayat kurmayı istiyorum. Evet, Burcu'yla evliliğim üç ayda verilmiş bir karardı. Çok mutluyuz.

- Aynı meslektesiniz aynı zamanda. Birbirinizi nasıl besliyorsunuz?

- Burcu da oldukça üretkendir. Zaten aynı evi paylaşan iki kişiyiz, hayat arkadaşıyız. Birbirimizi hem savunuyor, hem eleştiriyoruz. Zaten birlikte yaşayan insanlar, bir süre sonra birbirine de benzemeye başlıyor. Sanırım biz de biraz öyleyiz. Gerçi ikimiz de sette olduğumuz için, birbirimizi pek göremiyoruz. Bu da işin kötü yanı.

Fotoğraf: Vedat Arık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://facebook.com/BSKT.Elif
 
Kararlarımı pat diye veririm
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 'Beyaz Yalan' Diye Birşey Var Mıdır?.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: "Kuzey Güney" Dizisi Oyuncuları :: Buğra Gülsoy (GÜNEY TEKİNOĞLU) :: Haberler-
Buraya geçin: